OLAY;
Duygusal etkisi olabilecek bir olay meydana geldiğinde, birey çocuk da olsa yetişkin de olsa o olayı doğrudan deneyimleyebilir. Eğer birey hamile annesinin karnındaki bir fetüs ise anne ya da diğer aile üyelerince deneyimlenen olaylar fetüsün zihnine kaydolabilir.
Yaşamda ana rahmine düştüğümüz andan itibaren olaylar meydana gelir. Bazıları duygusal yaralar yaratır. Bu yaralar bir sürü değişen faktöre bağlı olarak ileriki bir zamanda fiziksel bir hastalığa yatkınlık yaratabilir. Bu olaylara “programlanmış olaylar” denir. Farklı yaşam durumları ile hayat ilerledikçe, fiziksel bir hastalığın başlangıcını( ilk saldırısını) tetikleyen olaylar meydana gelebilir. “Programlanmış Olay” psişede saklanır. Bir kez “tetikleyici bir olay” meydana geldiğinde, önceden programlanmış olan olay aktive olur. “Tetiklenmiş olay” otomatik beyinde işlenir ve bedene hastalık şeklinde indirilir.
DUYGUSAL TRAVMA
Birisi tarafından deneyimlenen olay ya duygusal travma olarak algılanır ya da algılanmaz. Eğer birey bir çocuk ya da yetişkinse o zaman duygusal travma o birey tarafından doğrudan hissedilebilir.
Eğer birey anne karnındaki bir fetüs ise duygusal travma, fetüs sanki duygusal travmayı kendisi deneyimlemiş gibi fetüsün psişesinde kaydolur.
Fetüs adeta ebeveynlerin yanı sıra ailenin geri kalanının (mevcut veya geçmiş) da duygularını çeken bir duygusal sünger gibi olur.
TEPKİ
Bir bireyin bir duygusal travmaya yanıtı, o duygusal travmanın birey ile olan ilişkisi hakkındaki bir inanç ya da kararın gelişimini içerir. Bu inanç ya da karar, bilinçli ya da bilinçsiz ya da her ikisi birden olabilir. Burada bir fetüs ya da küçük çocuk söz konusu olduğunda bu karar ya da inanç anne ya da bakıcıya aittir. Genellikle fetüs ya da küçük çocuk tarafından yakalanıp kaydedilmiştir.
TOPLAM BEDEN YÜKÜ
Toplam beden yüküne çevresel Toksinler (ağır metaller,çeşitli bakteriler, mantar, parazitler, radyasyonlar, cep telefonları, x-ışınları…) de içerir.Toplam beden yükü yüksek olduğunda yeterli olandan çok daha büyük bir duygusal travma meydana gelmelidir. Bu nedenle toplam beden yükü kişinin hasta olması için deneyimlemesi gereken duygusal travmanın büyüklüğünü bir ölçüde öngörür.
Farkındalık;
İyileşmeye katkıda bulunur. Farkındalığı harekete geçirmek bilgelik, bu farkındalıkla ne yaptığımız da asıl önemli noktadır.
Geçmiş, günlük davranışlarımızda, alışkanlıklarımızda ve otomatik tepkilerimizde her zaman mevcuttur.
Beş yaşındayken kırmızı palto giyen bir adamın size sopayla vurduğunu hayal edin. Bundan sonra kırmızı giyen birisini gördüğünüzde eski olaya dair anılarınız yeniden aktive olur ve yeniden birinin size vurmasından korkarsınız.
Geçmişinizi keşfetmeye olan ilgi, bu durumlara bilinç ışığını sunarak yaralarınızı iyileştirebilmektir.
Yalnızca hafızasını korkulardan ve arkasında bırakamadığı duygusal yaralardan arındırmış olan kişi geçmiş anılarla düzenli olarak bunu bulandırmadan tamamen anda yaşayabilir. Böyle bir insan artık geçmişi tarafından şartlandırılmıyordur.
Farkındalığımıza çıkmayan şey, KADER olarak karşımıza çıkar. Karl G. Jung
0 530 526 72 64