Anne Olmak Ebeveyn Olmak

Bölüm 1

Anne olmak, ebeveyn olmak…

Kendimizi belki de keşfetmeye başladığımız bir rol.
Çoğu zaman ebeveyn olduğumuzda öğrenmeye başlarız kendimizi tanımayı…

Sorumluluk denilen, bağlılık denilen, bağımlılık denilen kelimelerin,
Derin anlamlarını da ebeveyn olduğumuzda keşfetmeye başlarız.

Tıpkı benim keşif yolculuğum gibi…

Kişisel gelişim serüvenim de bu rolün sarsıntılarıyla başladı…

Bazen susarak, bazen ağlayarak, bazen küserek,
Bazen tüm dünyayı ve etrafımdaki her insanı suçlayarak, 
Çoğu zaman da kendimi suçlayarak çıkmaya çalışırdım, içimdeki 10 şiddetindeki depremin sarsıntılarından…

Şimdilerde ise yazmaya, söylemeye, anlatmaya ve destek olmaya karar verdim…
Hem kendi hikâyemi,
Hem de nasıl iyileştiğimizi…
Ebeveyn olmak ne demekti?
En doğrusu nasıl olmalıydı? Ben doğru muydum?
Yanlışlarımın yanlış olduğuna dair kanıtlarım neydi?

Derken karışır doğrular, beklentiler, istekler ve çözümler?

Ve bir türlü o yol ayrımından bir yola gidemeden kalırız kalakaldığımız yerde.

Bu karışıklıkta ezberlerimizin yolundan gitmek en güvenilir yol gibi gelir.
Bu da her gün aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekleyerek hem çocuğumuzun hem de bizim yaşamlarımızı alır götürür karanlığa…
Mayın tarlasına benzettiğim yaşamda mayına basılmıştır oysaki…

Ezberlerin dışına çıkmak gerekir bazen çıkmaz sokaklardan çıkabilmemiz için,

 

 

Bölüm 2

Anne olmak, ebeveyn olmak…

10 yıl kadar önce ebeveyn olmanın anlamını ve derinliğini keşfe çıktığımda ,
Yolculuğum yokuş yukarı çıkmak gibi sancılıydı…
1 ileri 2 geri adımlarla uzatıyordum yolumu her seferinde.

34 yaşıma kadar nasırlaşmış bilgilerimin çözümlenmesi kolay da değildi..
Kalbim ikna olsa aklım yolda kalıyor,

Aklım ikna olsa kalbim tasdiklemiyordu öğrendiklerimi bir türlü…

O yüzden bilgilerimi yiyerek, içerek bedenimde kasa dönüştürmem gerekiyordu.

Tek bir eğitim alarak kendini uzman olarak tanıtan,
Hem kendini hem de diğerlerini kandıran tuzaklı olan bu sektörde kime, nasıl, ne için, ne zaman, güvenmeliyim? Soruları da ardı arda geçer zihinlerimizden.
Birinin cevabını bulmadan diğer soru sahnede alır yerini…
Ah bu kişisel gelişim denilen koskoca başlığın bir üniversitesi olsa da bilsek değerini…,
Bu sorular zihinlerin iknası içindir…Çünkü;
Her dakika 350 kelime girişi ile ya da günde 60000 düşünce ile sanki deneyimlediğini ve tecrübe ettiğini zannederek yorulmuştur zihnim.
Ve sonunda daha önceden tecrübe ettiği düşüncenin yoluna gitmek ister.
Yani her gün aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekleyerek hem çocuğumuzun hem de bizim

 

0 530 526 72 64